Yapılan araştırmalara göre en genel ve geniş cinsel saldırılar karı-koca arasında gerçeleşmektedir. Türk Ceza Yasasında yapılan son değişikliğe kadar, kocanın bu ilişkinin faili olamayacağı ve aile ilişkilerine müdehalenin doğru olmadığı düşüncesi hakimdi. Buna dayanak gösterilen gerekçe ise, gayri meşru bir durumun oluşmamış olmasıdır. Çünkü, genellikle kabul edildiğine göre, evlilik kocaya karısının vücudu üzerinde tasarruf etme yetkisini verir.
Bu dönemde, Yargıtay, evlilik içi ırza geçmeyi kabul etmemiş, rıza dışı ters ilişkiyi ise, rahim ve şefkatle bağdaşmayacak bir biçimde fena muamele suçu (eski TCK m.478/1-3) kapsamında değerlendirmiştir. Kaldı ki, Yasamızda, evlilik ile tecavüz suçunu kaldıran bir madde (eski TCK m.434) bulunmaktaydı.
Aynı durum, batı dünyasında da vardır. Finlandiya dışındaki ülkelerde, evlilik içi tecavüz suç sayılmamaktadır. Bazı ülke yasalarında, ayrı yada birlikte yaşama durumuna göre ayrıma gidilmiştir. Yavaş yavaş bazı ülkelerde, "evlilik dışı" ibareleri kanun metinlerinden çıkartılmaya başlanmıştır. (Federal Almanya, Belçika, Kanada, ABD'nin bazı eyaletleri gibi.)
Yeni düzenleme ile Türk Ceza Kanunu evlilik içi tecavüzü, şikayete bağlı olmak üzere kabul etmiştir. İspat hususunda pek çok zorluğa sebep olacak bu suçta, tecavüze uğrayan eş, çoğunlukla şikayette bulunmamaktadır.
Kaldı ki, toplum yapısı ve oturmuş yargılar da, mağdurun cesaretini kırmak için yeterli olmaktadır.
İlgili Haberler:
İlk Defa: Evlilik İçi Tecavüze Mahkumiyet
Yargıtay'a göre 'tahrik' TCK'ya göre 'tecavüz'
Eşine Tecavüz Edene Tutuklama
Kendi Karısına Tecavüz Etti
Nikahlı tecavüze ilk mahkumiyet kararı tamam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder