4 Temmuz 2013

Tacizin Cezası Yok!





Geçen gün Abbasağa Parkı’nda Bingöl’deki tecavüz davasıyla ilgili olarak kadın arkadaşlarla buluşup davayla ilgili olarak yapabileceklerimizi konuştuk. Devlet, tecavüzcüleri daha önceki pek çok örnekte olduğu gibi serbest bırakmıştı… sonra on dört yaşındaki bir çocuğun Mardin-Şırnak hattındaki yurdun ilmihal öğretmeni tarafından tecavüze uğradığı haberi. Takvim gazetesinin “nakavt” başlığıyla verdiği kadına şiddet haberi, gezi direnişinde gözaltına alınan kadın arkadaşlarımızın çırılçıplak soyulması vs.
Haber değeri! taşıyan bu haberlerin arkasında biz kadınların her gün yaşadığı görünmeyen tacizler var. Bunların birçoğuna artık biz bile sesimizi çıkarmıyoruz. Kanıksadık. Laf atmalar bu gruba giriyor mesela. Yürüyüp geçiyoruz. Günü on iki saat yaşıyoruz. Geceler bize yasak. Kıyafetlerimize oto sansür uyguluyoruz. Kadınlar bir araya geldiğimizde birbirimize anlatacağımız onlarca taciz hikayemiz var.
1 Temmuz Pazartesi günü benim de başıma böyle bir olay geldi. Bunu kamuoyuyla paylaşma nedenim, cinsel tacizle karşılaştığım ve şikayetçi olduğum bu süreçte yaşadıklarımın bir örnek oluşturması ve bu sürecin sorgulanmasıdır. Çünkü tacizin anladığım kadarıyla cezası yok. Susmadım. Ve her ne olursa olsun susan arkadaşlarımın sesi olmaya devam edeceğim, edeceğiz.
Bahariye’de her zaman gittiğim binaya o gün benimle birlikte bir adam da girdi. Elindeki poşet nedeniyle kendisinin bir büfeden vs yemek servisi yaptığını düşündüğüm adam üçüncü katta karanlıktan istifade ederek beni elle taciz etti, çığlıklarım ve peşinden koşma girişimim sayesinde yakalandı. Polisi çağırdım. Gezi süresince bir kez daha gördüğüm polis şiddeti güven duygumuzu öylesine zedelemiş ki gelen polisin tacizciye attığı tokat sanki benim yüzümde patladı. Ben adalet istiyordum. Bana yaptığının bedelini ödesin istiyordum ama şiddetle değil. Kapalı kapılar ardında dövülmesi ihtimali beni de incitiyordu. Polisi dövmemesi yönünde uyardım ve karakola gittik.
Tutanak tutulurken olayı ayrıntılarıyla anlatmam istendi. Beni elle taciz ettiğini söyledim ama “eli sadece değdi mi yoksa sıktı mı ? sorusu geldi. Tacizle yanlışlıkla dokunmayı birbirinden ayırabileceğimi söyledim. Özür dileriz ama bu soruları sormak zorundayız dediler ve tacizden emin olup olmadığımı sordular. Memurlardan biri yazılı tutanak tutulurken “sabıkası yok. Belli ki şeytana uymuş bir seferlik” dedi. Bir arkadaşımın yönlendirdiği avukat arkadaşlar eşliğinde tutanak tutuldu. Şikayetçi olduğum şahıs da avukat talebinde bulunduğu için işlemin uzayabileceği gerekçesiyle bizi gönderdiler. Süreç devam ediyor ancak muhtemelen savcılığın delil yetersizliğinden şahsı serbest bırakmasıyla sonuçlanacak.
Tacizin cezası yok! Peki biz kadınlar bu durumda ne yapacağız? Ben bu şahsın siciline bu suçun işlenmiş olmasını sağlayarak başka kadınlara ve belki çocuklara zarar verme ihtimalini düşürdüğüme inanıyorum. Olayın yetkili mercilerde! bile yeterince ciddiye alınmadığını hissetmek son derece direnç kırıcı. Ama tecavüzlere, tacizlere sessiz kalmayarak kendi payımıza düşeni yapmaya devam edeceğiz. Biliyorum.

Mehtap Meral 

Hiç yorum yok: