Cinsel saldırı ve tecavüz sonucunda çeşitli yaralanmalar oluşmaktadır. Olguların yüzde 40'ında tüm bedeni içeren travmalar tespit edilmektedir. Fiziksel travmalar yaşlı kadınlar ve çocuklarda daha sık görülmektedir. Eylemin fiziksel sonuçlarının yanı sıra en büyük travmayı psikolojik yapıda yarattığı bilinmektedir.
Yine yapılan bir araştırmada, çocukluk çağında cinsel istismar bildirenler arasında depresyon, fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, TSSB, cinsel bozukluklar ve intihara teşebbüs gibi psikiyatrik bozukluk ve problemleri daha yüksek oranda saptanmıştır.
Eşleri tarafından hem fiziksel hem de cinsel saldırıya maruz kalan kadınlarda daha şiddetli depresyon, yüksek derecede alkol kullanımı ve benlik saygısı yitimi gibi psikolojik sonuçlar görülmektedir.
Kilpatrick tarafından yapılan çalışma, endişe ve korkunun bütün tecavüz mağdurları tarafından yaşandığını ifade etmektedir ve korkular doğrudan saldırıya bağlı olan durumları kapsar. Cinsel saldırının neden olduğu korkular (AIDS, cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar, hamilelik, polisle konuşma, mahkemede ifade verme) ve gelecek bir saldırı ile ilgili korkular (yalnız olmaktan, yalnızken banyo yapmaktan, toplu taşıma araçlarında özellikle metroda, kalabalık süper marketlerde, yabancı yerlerde bulunmaktan kaçınma vb.) sıklıkla görülür. Toplumdan soyutlanma ve bağımlı olma gelişir.
Cinsel saldırı sonrası cinsel fonksiyon bozukluklarının uzun bir süre devam etmesinin önemli bir sorun olduğu bilinmektedir. Saldırıdan 1 ay sonra mağdurların %51'i cinsellikten korkma, tiksinme, istek ve uyarılma sorunları ve orgazm sorunları gibi cinsel problemlerin bir veya daha fazlasını yaşadıklarını, mağdurların %71'i saldırıdan bir yıl sonra bu sorunların bir veya daha fazlasının hala devam ettiklerini bildirmişlerdir.
Bir başka araştırmada tecavüz mağdurları 4 - 6 yıl sonra tekrar muayene edilmiş, olguların yüzde 37'sinin bir yıl sonra normale döndükleri yüzde 20'sinin ise hiç bir düzelme göstermedikleri saptanmıştır.
Sonuç olarak, tecavüz kurbanları, kafa karışıklığı, korku, suçluluk, aşağılanmış olma, öfke ve utanç duygularından oluşan bir semptomlar kümesinin içine girmektedir. Tek başına kalma korkusu, cinselliğe yönelik fobik tutum, vajinismus, kirlilikten arınma anlamında sembolik olan sık sık yıkanma zorlanımı, erkek durumunda iktidarsızlık gibi semptomlar tecavüzden yıllarca sonra bile devam edebilir ve kadının tecavüzü 'davet ettiği,' hakettiği veya giysisiyle, davranışıyla, vb. karşısındakini tahrik ettiği ithamlarıyla daha da ağırlaşabilir.
Tecavüz suçun işlenmesi ile, eylem ile bitmemekte; çok daha zorlu ve problemli bir hayata geçiş olmaktadır.
2 yorum:
tecavüze veya cinsel saldırıya uğrayan kişinin bu olayı adlatması unutması imkansız bunu biliyorum ama hayatı boyunca bu olayın onun karşısına çıkacakmış gibi davranmasını nasıl engellenebilir
Merhabalar Ethem Bey,
Öncelikle özür dilerim,yorumunuzu gözden kaçırmışım.
Sorunuzu kesin olarak cevaplayabilmem mümkün değil. Bana sorarsanız burada en büyük sorumlu toplum bakış açısı.
Diğer suçlardan farklı olarak, tecavüz suçunda mağdur da neredeyse sanık sandalyesine oturtulmakta.Toplumun tecavüz suçuna ve mağduruna bakış açısı değişmeden, olayın travmasını azaltmak mümkün gibi görünmüyor bana.
İlginiz için teşekkürler.
Yorum Gönder